Page 148 - 5_sf_Tane_Tane_Turkce_Defter_Kitap
P. 148
5
Aşağıdaki metinlerdeki hikâye unsurlarını verilen boşluğa yazarak hangi atasözleriyle ilgili olduklarını işa-
retleyiniz.
Mahalle o gün en kalabalık zamanlarından birini yaşıyordu. Nihayet büyük savaş bitmiş, terhis olan asker-
ler bir bir evlerine dönüyordu. Tren her gün 12'de ilçeye geliyor, halk ilçenin her yerinden İstasyon Mahal-
lesi'ne akın ediyordu. Bugün son gün olduğu için hemen hemen kasabanın yarısı buradaydı. Yazın bu en
sıcak günlerinde yıllardır sevdiklerinden ayrı kalmış nineler, dedeler, gelinler, çocuklar trenin düdüğüyle
birlikte pürdikkat kesiliyor, sevdiklerini getiren trene minnettar bir bakış atıyorlardı. Tabii alandaki herkes
sevinemiyordu. Musa Onbaşı 10 gündür buraya geliyor ama her seferinde eli böğründe geriye dönmek
zorunda kalıyordu. Kendisi de gaziydi ama en çok oğlunun da gazi olması için dua ediyordu. Ya şehit
olduysa düşüncesi oğlu adına değil ama evdeki torunları adına Musa Onbaşı'yı çok korkutuyordu. Tren
geldi geldi, önünde durdu. Kalabalıkta bir hareketlenme oldu. Açılan kapılarla birlikte sevdiklerini bulan-
lar gülüyorlar, ağlıyorlar, ne yapacağını bilemiyorlardı. Kavuşanlar için iyi de ya kavuşamayanlar… Musa
Onbaşı ve çok az kişi kalmıştı artık istasyonda. Musa Onbaşı'nın ümidi kalmadı zira artık trenden inen
yoktu. Yaşlı adamın gözünden iki damla yaş boşandı, ne diyecekti evdekilere. Allah'ım sen büyüksün,
diyerek ağır adımlarla evine yöneldi. Daha önce ayrılanların şen sesleri Musa Onbaşı'yla birlikte evlerine
yönelenlerde yoktu. Göz göze bile gelmek istemiyorlardı. Tam istasyondan çıkıyordu ki "Baba" sesini duy-
du. Döndü, kendisine doğru uzanan tek kolun sahibine baktı, baktı. Buna da şükür, buna da şükür diyerek
oğluna sarıldı.
Olay: Kişi: Yer: Zaman: Anlatıcı:
Düşmanın eline kılıç verilmez. Kurtla koyun, kılıçla oyun olmaz.
Allah'tan ümit kesilmez. Ne doğrarsan aşına, o çıkar kaşığına.
Yok, olmayacak. Babam haklı galiba. Ben bir baltaya sap olamayacağım. Tarlaya geldim, gelmez olaydım.
Ekinlerin biri çıkmış, onu çıkmamış. Koskoca tarlada ara ara yeşillik görülüyor. Her yer kara toprak. Canım
sıkıldı, tarla komşumuz Nihat Hoca'nın tarafına baktım. Beni görmüş o da. Çağırdı. Ayaklarımı sürüye
sürüye gittim. Her sene bir olmaz Hasan, dedi her sene bir olmaz. Ama sen ekinleri ekmekte geç kaldın.
Bu işi yapmak istiyorsan önceliğin toprak olacak, hava olacak, yağmur olacak. Zamanını kaçırdın mı ne
yapsan boş. Keşke sen ekerken ben de ekseydim Hocam, dedim. Sen halbuki o zaman da söylemiştin.
Ama dinlemedim seni. Konuştuk, konuştuk Nihat Hoca'yla, akşama kadar konuştuk. Bilmediğim ne çok
şey varmış. Artık yapacak bir şey yok ama bundan sonra tecrübelileri dinleyeceğim.
Olay: Kişi: Yer: Zaman: Anlatıcı:
Akıl yaşta değil baştadır. Akıl akıldan üstündür.
Son pişmanlık fayda vermez. Dil kılıçtan keskindir.
148