Page 81 - 5_sf_Tane_Tane_Turkce_Defter_Kitap
P. 81
Paragraf | Tane Tane TEST – 3
1. Kış mevsiminin vazgeçilmezleri arasındadır kesta- 3. (I)Bişnev (dinle), der Mevlana daha Mesnevi'nin
ne. Hele sokakları saran hafif kavruk kokusu yok başında. (II)“Kişi bilmediğinin düşmanıdır.” ya
mu? İşte o koku duyuldu mu şehre kış mevsimi hani. (III)Dost olmak için bilmek, bilmek için dinle-
gelmiş demektir. Tabii bu muhteşem lezzete ulaş- mek gerek. (IV)Yaşamlarımız farklı, sevdiklerimiz,
manın da bazı püf noktaları var. Öncelikle kesta- sevmediklerimiz, hayallerimiz, ümitlerimiz başka
nelerin kabuklarını çok kolay bir şekilde soymak başka.
için üzerine sağlam çizikler attıktan sonra mutlaka Bu metinde numaralanmış cümlelerin han-
ama mutlaka suyun içinde bekletin. Pişirme aşa- gisinde sonra "Tanış olmak için, anlamak için,
masından sonra bir havluya sararak birkaç dakika sevmek için dinlemek gerek." cümlesi getirilirse
dinlendirip soyabilirsiniz. Kestane, taze olmadığı paragraftaki anlam akışı bozulmaz?
durumlarda sizi zorlayabilir. Taze olup olmadığını
da kabuğunun sertliğinden ve dış görüntüsün- A) I. B) II. C) III. D) IV.
den anlayabilirsiniz. Taze kestane sert olur ve dış
görüntüsünde çok fazla ağ olmaz.
Bu parçayla ilgili aşağıdakilerden hangisi söy-
lenemez?
A) Karşılaştırmaya başvurulmuştur.
B) Farklı duyulardan yararlanılmıştır.
C) Deyimlere başvurulmuştur.
D) Öznel anlatım kullanılmıştır. TANE TANE ÇÖZ
4.
Masanın üstünde yok, yok. Düzenli bir öğrenci-
nin masası böyle mi olmalı? Kitapların hangisi
2. Vaktiyle zengin bir tüccar varmış. Bu adamın evin- açılmış, belli değil. Türkçe kitabının içinde ma-
de çalışan yardımcısı biraz saf, şaşkın bir delikanlıy- tematik defteri… Kalemlikte beş kalem, hiçbi-
mış. Bu delikanlı bir gün, kenarda köşede biriktirdi- rinde uç yok. Silgiler masanın solunda, çarpı-
ği ufak tefek paraları sarrafa götürüp karşılığında şan araba yapılmış. Biri yere düşmüş, pembe
büyük bir altın almış. Sevinçle eve geldiğinde altını olanı… Ah, Muhammet Fatih, ah! Uğraştıra-
ne yapacağını düşünmeye başlamış. Birden aklına caksın oğlum bizi.
parlak bir fikir gelmiş: “Ben bu altını bizim beyin
tıka basa altın dolu çekmecesinin para atma deli-
ğinden içeri uzatırsam çekmecedeki altınları ken- Süleyman Tuna rüyasında sayıklıyordu: Bana
dine çeker…” Aklına geleni yapmış, altını çekme- ne, bana ne, ben de lego istiyorum, dedi. Büyü-
cenin deliğinden uzatmış, bir yandan da altınlara müştü, abisine alınan logoları küçükken (bir ay
seslenmiş. “Hadi güzel altınlar gelin buraya baka- önce) kırmıştı. O günden sonra abisi legolarıyla
yım!” Saf delikanlı, çekmeceden altınları kendine oynatmıyordu. Her ne kadar kendisi o zaman
çekmeyi umarken elindeki altını da çekmeceye bebektim, şimdi büyüdüm, dese de bu "bir ay-
düşürüvermiş. Gitmiş beyinin yanına, başlamış lık büyüme" abisini ikna etmemişti. Yatağına
eğildim, yanaklarını sevdim. Gözler kapalı, kir-
sızlanmaya. Tüccar biliyor tabii gencin saflığını, pikler oynuyor. Dudaklar da oynuyor ama artık
hem kızmış hem gülmüş. Çekmeceyi açıp da altını ses çıkmıyor. Belli anlaşmış rüyasında abisiyle.
geri verirken: “Ah benim safım! Para parayı çeker Yüzünde hafif bir gülümseme...
ama işini bilirsen, ticaretini doğru dürüst yaparsan
çeker.” Bu iki metnin ortak özelliği aşağıdakilerden
Bu metnin dil ve anlatım özellikleriyle ilgili aşa- hangisidir?
ğıdakilerden hangisi söylenemez? A) Betimleyici ögelerin bulunması
A) Pekiştirmelere yer verilmiştir. B) Babanın oğullarını anlatması
B) Öğüt veren bir metindir. C) Anlatıcının çocukları eleştirmesi
C) İkilemelere yer verilmiştir. D) Bilgilendirici bir metinden alınması
D) Açık bir dil kullanılmıştır.
81